Bu Blogda Ara

3 Ağustos 2017 Perşembe

ONTOLOJİ

Konuşmayı hiç sevmem, bir bakıma yazmayı da. Düşünmekten güzeli yok. Tasvir yeteneğim oldukça güçlü; yazıya dökemeyecek kadar. Yüzüm duvar gibi ama beynimin içinde epik bir öykü barınmakta. Sürekli geçmişi özleyip geleceği geçmişime zincirliyorum. Ketumluk böyle bir şey. Günü gelince ne/neler hissettiğimi belki yazarım. O da zor gibi. Kederlenmek ekmek su gibi. Bazen kendimi zorlayıp melankoli içine düşmeyi arzuluyorum. Kim girip çıktıysa hayatıma hiçbir iz bırakmamış, efkarlanmaya dair bir bok bırakmamışlar. Öyle olunca bir sike yaramıyor içilen biralar, şaraplar ve rakılar. Gaz sıkışmasından ve cırcırdan başka bir halta dokundukları yok. Tek faydaları; soyutlama yeteneğim zirve yaptı. Bir de şu yaz aylarında yükselen libidoma çare bulsak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder